Son Düzenleme: 26.02.2012 | 04:05 Gönderen: Nekroses
Normal dvd'ler kırmızı lazer ile yazılırlar. Daha sonrasında mavi ışık daha küçük dalga boyuna sahip olduğu için ve teknolojinin de ilerlemesiyle mavi lazer sistemine geçildi. Dalga boyunun daha kısa olması aynı bölgeye sıkıştırabileceğin bilgi miktarını arttırıyor. Bu sistemi kullanabilmek için ise mavi lazeri olan bir dvd okuyucusuna ihtiyaç oluyor. Ama tabi internetten indirdiğin zaman böyle bir okuyucuya gerek kalmamış oluyor çünkü bilgiler bir blueray diskte kayıtlı olmuyor, senin harddiskine kaydedilmiş oluyor. MKV ise mattdilon'un dediği gibi bir uzantı. Uzantılar kodlama sistemine bağlı olarak değişen genelde 3-4 harflik kısaltma isimlerdir. Film'de kalite arttıkça saniye başına işlenmesi gereken bilgi de artıyor. Hal böyle olunca yeni kodlama teknikleri geliştirilmesi gerekiyor. Farklı farklı bir sürü uzantı çeşidi var ve bilgisayarların bunları çalıştırabilmesi için "Codec" denilen kod çözücü yazılımlara ihtiyaç duyuyor. Piyasada "K-Lite Codec" isminde ücretsiz bir yazılım var. Hemen hemen her kodlama sistemini çözebiliyor. Çok severim kendisini.
Tepkime süresini de açıklama gereği hissettim. İnsan gözü 1 saniye'de 24 kare görüntü görebilir. Bu nedenle filmler saniyede düz hesap 25 kare görüntü verecek şekilde kaydedilirler. 1 saniye = 100ms => 100ms'de 25 kare görüntüyü net olarak görebilmek için tepki süresinin 100/25 = 4ms veya daha az olması gerekir. Bir televizyon için 4ms ve altındaki tepkime süreleri yeterlidir.
sytron sen bana monitörleri sorduktan sonra kapsamlı bir araştırma yaptım ve şu sonuçlara ulaştım. CRT (bildiğimiz tüplü televizyon), LCD (Sıvı kristal görüntüleyiciler), Plazma (florasan mantığı ile çalışıyor) ve LED (yarı iletken silikon görüntüleyici) olmak üzere 4 çeşit televizyon var. CRT artık üretilmediği için geçiyorum. LCD ile LED de birbirine çok benzeyen sistemler. Bu nedenle bu ikisi ile Plazma'yı karşılaştırmalı olarak anlatacağım. LCD ve LED görüntüleyicilerin en büyük sorunları ölü piksel olayıdır. Ölü pikseller, ekranın herhangi bir yerinde sabit renk veren yani bozuk noktalardır. Firmalar malesef 4 piksele kadar garanti vermemektedirler. Yani 4'e kadar garanti kapsamı dışındadır ve televizyon izlerken bu noktalar insanın canını fena halde sıkarlar. Plazma görüntüleyicilerde ise ölü piksel kesinlikle oluşmaz. Tepkime süresi LCD ve LED'lerde 2ms, 4ms gibi sayılarla verilirken Plazma da bu sayı 0,0001ms gibi sayılarla gösterilir. Bu nedenle Plazma'da görüntüler son derece nettir. LCD ve LED'de ise hareketli görüntülerde bulanıklaşmalar görülür. Bakış açısına göz atacak olursak LCD ve LED sadece tam karşıdan bakıldığında istenilen görüntü rengini sağlamaktadırlar. Plazma'da ise açı farkından doğan renk bozulması azdır. Parlaklığa bakılacak olursa LCD ve LED normal iken Plazma'lar çok parlaktırlar (Neoplazma hariç). Bu nedenle monitör olarak plazma kullanılmaz çünkü yakından bakıldığında yüksek ışığı gözü rahatsız eder. Neoplazma denilen yeni bir yöntem ile parlamaya neden olan cam paneli kaldırarak bu parlaklığı düzeltmişler. Kontrast olarak Plazma'lar çok iyidirler. Bazı televizyonlarda "sonsuz siyah" diye bir tabir görürsünüz. Bu kontrastın yeterince iyi olduğunu gösterir. LED ve LCD televizyonlar siyahı tam olarak siyah gösteremezler. Buna karşın LCD ve LED televizyonların ömrü Plazmaya göre çok uzundur. Gerçi plazma televizyon bile günde 4 saat çalıştırıldığında 20 yıl kesintisiz hizmet verebilirler. LCD ve LED bu sayıyı katlar. Bununla birlikte LED ve LCD çok az enerji harcarlar. Özellikle LED bu konuda oldukça ustadır. Yeni model plazmalar da az harcıyor aslında ama LED ile karşılaştırılabilecek düzeyde değil elbette.
Amma yazmışım ha. :D Neyse bu bilgiler ışığında özet geçecek olursak televizyon için en iyi sistem Plazma, monitör için ise LED'dir. Çünkü Plazma hareketli görüntülerde daha performanslıdır. LED ve LCD ise az yaktığı ve uzun ömürlü olduğu için monitör olarak daha uygundurlar. Bunun bir sonucu olarak Plazmalar 42 inch'in altında pek üretilmez. 40 inch'in üzerinde de LED göremezsiniz kolay kolay. Bu arada Full HD olayına satın alırken kesinlikle takılmayın çünkü Full HD demek 1920x1080 (1080p olarak da geçer) görüntü demek. Bu görüntüyü en kaliteli izleyebilmek için de 17" lik bir görüntüleyici yeterli. 17" ten sonra görüntüleyicinin boyutu arttıkça görüntü kalitesi düşer. Teknoloji ilerlediği için monitör olarak daha büyük ekranlar almanızda sıkıntı yok çünkü zaten destekliyorlar ancak televizyonlar Full HD'nin üzerini şu an için desteklemiyorlar ve daha kaliteli filmler çıktığında da desteklemeyecekler. Sınırları 1080p. Televizyon alırken sadece ne kadar uzaktan izleyeceğinizi düşünün. Şöyle bir tablo yapacak olursak (aslında adamlar yapmış be kendiminmiş gibi satacağım şu an :D)
Full HD için (1080p)
İzleme mesafesi 1m olacaksa 32" yeterlidir. Daha büyük bir televizyon görüntüyü bozacaktır.
İzleme mesafesi 1,5m ise 37" yeterli.
2m için 42". (Televizyon için üretim standartı 2m'dir. Bu yüzden plazmalar 42" ten başlar.)
2,25m için 46".
2,5m => 50".
3m => 54".
3,5m => 58".
4m => 65".
Monitör alacaksanız LCD veya LED alın ve parasını ödemeden önce MUTLAKA ölü pikseli olup olmadığını kontrol edin. Televizyon alacaksanız da Plazma alın. Sırf oyun oynamak için bir bilgisayar toplayacaksanız eğer yine Plazma almanızı öneririm. Hareketli görüntü = Plazma, Sabit görüntü = LED.