diablo 3'ün son açıklanan uzak dövüş sınıfı. oklar, bombalar, tuzaklar genellikle kullandığı silahlardır. geçtiğimiz yıl yakın dövüş yeteneklerinin olup olmayacağı hala belli değildi. ama bashiok'un yaptığı açıklamalara göre birkaç meelee yetenek eklenmiş gibi gözüküyor.
tek amaçları burning hells'i tamamen ortadan kaldırmaktır. küçüklükten itibaren bu amaç uğruna özel olarak yetiştirilirler.
diablo iii'de bulunan 5 sınıftan biri. nam-ı diğer iblis avcısı.
abd al-hazir günlüklerinden;
-
bir zamanlar güzelliğiyle bilinen dreadlands'ın büyük bir facia nedeniyle sonsuza kadar değiştirilemeyecek, buz tutmuş tepelerine yaptığım yolculuktan yeni döndüm. geriye mahvolmuş şehirler, kasvetli görüntülerden başka bir şey kalmamıştı. tek bir canlı için yaşanabilecek alan yoktu. geceyi geçirmek için gittiğim bronn köyüne vardığımda karşılaştığım tahribatı anlatmak için çabalasam kelimelerim yetersiz kalır. tehlikeyi işaret eden ilk uyarıda oradan uzaklaşmalıydım ama merakıma yenik düştüm. şehrin birçok yapısı temeline kadar yanmıştı. ve önceden var olduklarına dair tek belirti, hala yanan birkaç tahta parçasıydı. kül, ciğerlerimi doldurdu. her yere cesetler saçılmıştı, çoğu parçalanmıştı hatta bazılarının yarısı tükenmişti. şehir terk edilmişti. daha doğrusu ben böyle düşünmüştüm.
köyün dış kısmında, hala dikili duran birkaç yapıdan gelen şeytani çığlıklar, cani gri renkli yaratıkları görmem yanıldığımı anlamama yetti. bu yaratıklar, savaşmak için yaratılmış, bükülmez kasların eğri büğrü etlere bürünmüş bir güruhuydu. onlar yaklaşırken ne yapacağımı bilemeden öylece kaldım. önderlerinden biri pelerinimin önünden tutarak yerden kaldırdı beni; pençeleri, kumaşı ve derimi yırttı. nefesinin sıcaklığını yüzümde hissediyordum ve çürümüş etin kokusundan sarsılmıştım. ağzını sonuna kadar açtığında, keskin ve sarı dişlerinde kan lekeleri gördüm. beni dünyamızın güzelliklerini açıklamaktan alıkoyabilecek dil tutulmasının sadece utançtan kaynaklanabileceğini düşünürdüm sadık okurlarım.
kulağıma keskin bir sesin fısıldadığını işittim ve arbalet okunun canavarın gözünden bana doğru filizlendiğini gördüm. kavrulan kanı yüzüme fışkırdı. acıdan vahşet içinde haykırırken beni kaptığı yere geri fırlattı. diğer yaratıklar saldırganı görebilmek için etraflarını kontrol ettiler. ben o anda bunu düşünebilecek halde değildim, hala okun nereden geldiğini görmeye çalışıyordum.
işte o anda ilk defa bir iblis avcısı gördüm..
bu kızın yirmi yaşından daha büyük olma ihtimali yoktu. batan güneşin gölgelerinden çıktı ve ötekilerin işini görmekte zaman kaybetmedi. elleri çifte arbaletten fırlatılıp yanan okların parlayan kavisleri gibi hareket ediyordu ve kafamın üzerinden cüsseli canavarları örtüyordu. her darbe boynuzlu hayvanların üzerindeki yerini buluyordu ve yaratıkların çoğu yere düşüyordu. gözümün ucuyla arkasından sinsice yaklaşan diğer vahşi zebanileri görünce onu uyarmak istedim ama bağırmayı denediğimde çığlığımın boğazımda düğümlendiğini hissettim. uyarmama gerek yoktu, o zaten bunun farkındaydı. kemerine uzanıp zebanilerin bulunduğu yöne doğru tuhaf görünümlü üç metal küre yuvarladı. dikkatleri dağılan zebaniler kürelerin patlamasıyla yayılan ışık tarafından büyülenmeleriyle avcıya onları alt etmesi için gereken süreyi vermiş oldular.
şehre son bir bakışıyla tehlikenin sona erdiğini anlaması bir oldu. ileriye doğru gitti ve başını üzgünce salladı. arbaletlerini pelerinin büklümleri sayesinde saklanmış yerlerine sokarken yüzünde derin bir hayal kırıklığı vardı.
"geriye kalan yok" dedi acı bir ifadeyle.
kendilerini iblis avcıları olan tanımlayan bu azimli savaşçıların uğruna yemin ettikleri tek bir amaçları vardı: cehennem* yaratıklarının yok edilmesi. yüzlerce iblis avcısı dreadlands'da yaşıyordu. burada diğer ulusların müdahalelerine maruz kalmadan yaşayıp, eğitimlerini sürdürebiliyorlardı. avcıları, iblis bozgunlarının çıldırtıcı etkisine karşı dirençli kılan bir güç vardı. iblislerin güçlerini onlara karşı bir silah olarak kullanabilmeleri bu direncin bilenmesi sayesinde gerçekleşiyordu. ama onları bir arada tutan görevleri ve güçleri dışında başka şeyler vardı..
o gece, bana çocukluğunda iblislerin onun şehrine nasıl saldırdıklarını anlattı bu kız. evini ve köyünü meşalelerle nasıl tutuşturduklarını.. tanıdığı herkesi öldürüp, sevdiklerini birer birer ondan nasıl çaldıklarını.. onlarla birlikte ölebileceğini ama kaçtığını.. hellspawn'dan saklandıktan sonra günler geçmiş, sonra iblis avcılarından biri onun bu dayanıklılığını fark etmiş ve onu aralarına almış. bana söylediğine göre, her iblis avcısının buna benzer hikayeleri varmış..
ve intikam için yanıp tutuşuyorlarmış..
-
Kaynaklar : goblinsozluk.com